Olmadı bu.

Tamam, okey. “Ben bu oyunu kaybettim” diyip, bunu kabullenip yeniden başlasak? Olmaz dimi… Olmaz. Her lanet olası güne “yoruldum!” diyerek başlamasak olmaz!..

İyi ama kimse bana “bu oyunu oynamak istiyo musun?” diye sormadı! Ben çok yoruldum. Yaklaşık 6 aydır uyku düzenim yok. Ve bahsettiğim sadece gece uyuyamamak değil. 24 saat ile 36 saat arası uyanık kalıp yatağa geçtikten sonra ne zaman uyanacağını (yada uyanacak mıyım) bilmeden, 4 saat ile 6 saat arası kafamı duvara vura vura uykuya dalmaktan bahsediyorum. Sonrasında bazen 2 saat, bazen 6 saat bazen 24 saat kadar uyuduktan sonra uyanabiliyorum…

Bir çok kimliğim var ve bu beni inanılmaz yoruyor. En kötüsünde uyandığımda hangi kimliklerime bürünmem gerekeceğini önceden bilmemek! Kaç parçaya bölünmem gerektiğini asla bilemiyorum, her şey bir anda olup bitiyor sanki. Kafamda her zaman dolaşan belli başlıklar, pişmanlıklar, hatalar, planlar… Artık kontrol edemiyorum, çok az kaldı kontrolden çıkmalarına… Bunun anlanı da hepiniz biliyorsunuz, iki ihtimal var.

Bu yazıyı yazarken bile aklımda; siyasi kimliğim, özel hayatım, geçmişim, öfkem, işim, kaygılarım, planlarım kafamın içinde savrulup bir o tarafa bir bu tarafa çarpıp duruyor…

Elbette benim kuşağımın çoğunun bu durumda olduğu biliyor ve görüyorum. Sorumlusunu hepimiz biliyoruz. Sarumlularını… Birde baş sorumlusunu! Biz var oluşumuzdan beri mücadele etmek zorunda bırakılan bir nesiliz… Artık teker teker tükeniyoruz. Ne diyolar şimdi “Z kuşağı” mı? ‘Hiç umudum yok’ desem çok abartmış olmam heralde… Umarım beni yanıltırlar ama 3 yıl daha katlanacak halim kaldı mı bilmiyorum…

Yani, maddi ve manevi olarak bok gibiyim dostlar… Bir çıkış lazım…

Bir çıkış lazım…